Sayfalar

31 Ekim 2019 Perşembe

"Cem Karaca'dan Zappa'ya" sergisi son 10 gün



Şimdi serginin son çeyreğine girdik ve yeni bir 10 gün başlıyor ve ben gene oradayım... sergi devam etmiyor bence yeniden başlıyor. Açıkcası 11 Kasım'da da sergiyi kapattığımızda bitmeyecek, bu sergiyi kitap haline getirmenin peşine düşeceğim. 






"Cem Karaca'dan Zappa'ya" sergimin son on gününe girdik. Açıkcası benim için sergi her gün yeni başlıyormuş gibi. Sergi başladığından beri her gün orada bulunmaya gayret ettim. Saat 12.00'den 18.30'a kadar orada bulunmaya gayret ettiysem de kimi zaman saat 11.00'de gelen arkadaşlar oldu ve onlarla karşılaşamadığım için üzüldüm. Olanak olsa eve gitmez orada yatar kalkardım da hani. Bu benim için önemliydi ve doğrusunun da böyle olduğunu oraya gelen beni dergilerden takip etmiş olan okurlarla karşılaşarak anladığım gibi beni hiç bilmeyen gençlerle de orada tanıştım. Bir de tabi en güzeli on yıllardır (hatta 20 ya da 30 yıldır) görmediğim dostlarla da orada buluştum. Şimdi serginin son çeyreğine girdik ve yeni bir 10 gün başlıyor ve ben gene oradayım... sergi devam etmiyor bence yeniden başlıyor. Açıkcası 11 Kasım'da da sergiyi kapattığımızda bitmeyecek, bu sergiyi kitap haline getirmenin peşine düşeceğim. 
Bütün bunlar olurken radyo programlarına konuk oldum ve iki de TV röportajı yapıldı. O koşuşturma içinde buradaki  yazıları aksattım ama Görme Biçimleri devam etti. Açıkcası Görme Biçimleri'ne yeterli hazırlığı yapamayacağım diye korkarken tam tersi oldu ve en görkemli iki tanesini yaptık. Hele o iki Görme Biçimi'nde izleyenler arasında Cenk Ünnü, Alpay Salt, Ogün Sanlısoy gibi dostlarımı görüp hasret gidermek ayrı keyifti doğrusu. Bu isimler arasında Vecdi Yücalan'ı nasıl unuturum, o zatem en başından beri Görme Biçimleri'ne destek verdi ve orada bulundu. Vecdi bu etkinliğe konuk oldu ve bir rock müzisyenin "Objektif"inden sanat yapıtlarını inceleyip sohbet ettik.  Bundan sonraki Görme Biçimleri'nde konuklara da yer vereceğiz. 
"Cem Karaca'dan Zappa'ya" sergisi bittikten sonra da devam edeceğini söylemiştim. Rock çizimlerinden oluşan bir kitap hazırlama hayalinin peşine düşeceğim ama hayalin ötesinde gerçeğe dönenlerde var: Radyo programı. Uzun bir ayrılıktan sonra radyoya dönüyorum. Her şey tam netleşince sizlerle paylaşacağım. 
Serginin ardından kitap hayali, gerçeğe dönüşecek radyo programı, Görme Biçimleri devam edecek ve bir başka hayalim de bir çizim atölyesi oluşturmak olacak. Çizim atölyesi ile her yaştan gençlerle desen, çizim, karikatür üzerine çalışmalar yapmak. Bu atölyenin hedefinde de katılımcılarla sergiler yapmak, internetten blog biçiminde dergi oluşturmak ve daha başka iletişim yollarını açmak olabilir. ( Çizim Atölyesi ile ilgili katılmak isteyenler bana bluesperisan@gmail.com  adresinden yazabilir)
Bunlarla bitiyor mu? Tabi ki hayır daha şimdiden bir yıl sonra açacağım serginin konseptini  oluşturdum bile ve hemencecik ona çalışmaya başlayacağım. 
Evet bu arada sergim 11 Kasım'a kadar sürecek ve önümüzdeki 10 günde hepinizi bekliyorum. 
APTULİKA




26 Ekim 2019 Cumartesi

Rock'ın Objektifinden GÖRME BİÇİMLERİ.

Objektif'in yıllar önce yaptığı "Tımarlı Hastane" albümündeki şarkı sözleri bugün için de protest geçerliliğini koruyor. Protest dedim ama sadece bir karşı çıkış ya da muhalif olma değil, lirizmi kuvvetli şarkı sözleriydi bunlar. Belki de bu yüzden yıllar içinde çevreci ya da muhalif rock etkinliklerinde hiç bir zaman kimsenin aklına Objektif'i davet etmek gelmedi.



Gençliğinizde severek dinlediğiniz grupları yıllar sonra gene seviyor olsanız da ya bazı şeyler naif ya da eksik gelir. O ilk yılların coşkusu içinde hoş görürsünüz. Bu bende özellikle Türk Rock gruplarının ilk albümlerini dinlerken sık sık olur. Her şeyi o eski yılların fotoğraf karesinde görür ve "hey gidi günler hey " dersiniz. O sararmış fotoğraflardan bu güne akıp gelen bir başka sözcük de, "Nereden nereye"dir. Yıllar içinde nice grubun bugün geldiği nokta başka bir şeydir.

Objektif grubunun ilk yaptığı albümden bu yana 30 yıl geçmiş ve   dolu dolu çalışmalarla çıtayı hep yükselterek şimdiki  zirveye ulaşmış. Bugüne kadar 5 albüm yapan grup, hem konser hem kayıt hem de müzikalite olarak yüksek bir rakıma ulaştı ama ben dönüp dönüp 1990 tarihli ilk albümü olan "Tımarlı Hastane"ye dönüyorum. Hele geçenlerde albümü tekrar tümüyle dinlediğimde gözden kaçan nice şeyi tekrar keşfettim. Aradan neredeyse 29 yıl geçmiş ve onların bu ilk adımı bugün için de geçerliliğini koruyor. Belki kayıt eksiklikleri söz konusu olabilir ama hem beste hem de anlatım açısından bugün değil, 20 yıl sonra yapılmış olsa gene de geçerliliğini korur. Grubun kurucusu Vecdi (Yücalan) şimdi bana kızacak ama o albüm bu diyarlara değil dünyayı hedefleyen bir içeriğe sahipti.

Konuyu biraz daha açmam gerekirse, o ilk albümdeki anlatımla bugünkü hali birbirinden kopmaz bir bütünlükte. Buraya kadar söylediklerim müzikal boyutuylaydı. Şarkı sözlerine gelince durum daha da şaşırtıcı. Protest anlatımlı grupların 30 yıl önce yaptıkları parçaları dinlerken o günün anıları, sararmış fotoğrafları fonu oluşturursa bir anlam ifade eder. Özellikle bizim gruplarımızda dönemin ruhuna uygun ama bugün hafif tebessüme neden olacak karşı çıkışları görürüz. Dediğim gibi dönemin eski fotoğraflarının eşliğinde bir anlamı vardır. Oysa Objektif'in yıllar önceki "Tımarlı Hastane" albümündeki şarkı sözleri bugün için de protest geçerliliğini koruyor. Protest dedim ama sadece bir karşı çıkış ya da muhalif olma değil, lirizmi kuvvetli şarkı sözleriydi bunlar. Belki de bu yüzden yıllar içinde çevreci ya da muhalif rock etkinliklerinde hiç bir zaman kimsenin aklına Objektif'i davet etmek gelmedi.

Tanıdığım ilk günden bu yana grubun kurucusu Vecdi'nin bu beslenmeyi nerden sağladığını hep merak etmişimdir. Aramızda kalsın bol kitap okuduğunu falan bile düşünmüşümdür. Ama ona sorarsanız, "Kitap pek okuyamam" der. Oysa bana göre o bir mühendis zekasında, akademisyen bakışında bir müzisyen. Hatta o ilk albümü dinlediğimde resim ve plastik sanatlar konusunda da alakalı biri olduğunu sanmıştım. Bu soruları yıllar içinde düşünürken, en sonunda cevabı buldum... Rock'n Roll sadece bir müzik değil, tam aksine yaratıcılığın geniş ufku ile diğer sanat dallarıyla da alakalı. Plastik sanatlarla ilgili olan biri Rembrandt'ın "Gece Nöbetçisi" tablosuna bakarken rengin ve ışığın kullanımına dikkatini çekerken, diğer bir göz konser esnasındaki ışık düzenini görür. Görme biçimleri işte tam da böyle bir şey.

Geçen yıl başladığım Görme Biçimleri bugüne kadar onun üzerinde etkinlik olarak gerçekleşti. Sanat yapıtlarının eşliğinde bir çok konuya yer verdik. Bunlar kimi zaman (tabiki ister istemez) rock ile de buluştu. Bundan sonra bazı bazı konuklara da yer vereceğiz. İlerde düşündüğüm konuklar arasında ressam, heykeltraş, fotoğraf sanatçısı da olacak. Ancak ilk konuk olarak Objektif grubundan Vecdi Yücalan'ı düşündüm. Onun rock anlayışının çevresinde sanat yapıtlarının izini süreceğiz. Ama hiç bir şey belli olmaz bakarsınız gene sadece rock konuşuruz. Vecdi'nin dediği gibi "Rock'n Roll bööle bişi!"

Aptulika


Görme Biçimleri 15 günde bir , Çarşamba günleri, Kadıköy'deki Eskici Gizli Bahçe'de devam ediyor. Bundan sonra (her programda olmasa da) ara sıra konuklar da ağırlayacağız. Bu Çarşamba yapılacak Görme Biçimleri'nin ilk konuğu da Objektif grubunun kurucusu ve emektarı Vecdi Yücalan olacak. 




6 Ekim 2019 Pazar

Ginger Baker ... "dünyanın en iyi davulcusu"


Üçlü yani trio rock grupları her daim ilgimi çekmiştir. Siz ne düşünürsünüz bilemem ama triolar en güzel, en kafa müziği yaparlar. Bu yargım da yıllar yılı sürmüş ve beni hiç yanıltmamıştır. 
Trio grupların elemanları değişmez ve aynı kalır. Aralarından biri çıkacak olsa bu aynı zamanda grubun veda etmesi demektir. Böyle sağlam bir birlikteliği bakıp, trioyu oluşturan elemanların hep aynı kafada olduğunu söylemek de mümkün değildir tam tersine üç elemanın her biri farklı bakışta, farklı kişiliktedir. Bu farklılıklar trio düzeninde bir araya geldiğinde ise harika bir uyum ortaya çıkar ki, bunu dörtlü, beşli gruplarda kolay kolay bulamazsınız. 

60'lı yılların rock efsanesi The Cream da trio tavrının en net örneğiydi. Basçı Jack Bruce, gitarist Eric Clapton ve davulda da Ginger Baker'dan oluşan rock tarihinin bu güzide üçlüsü unutulmaz albümlere imza atmıştı. Oysa ki Cream'ı oluşturan her üç eleman da farklı kişiliklerdeydi ama trio halinde bir araya geldiklerinde ise nefis bir uyum çıkıyordu. Bir rock star özelliğinde Eric Clapton, mütevazi kişiliyle Jack Bruce ve  sert kişiliğiyle Ginger Baker. 

Cream'ı ilk dinlediğimden bu yana en çok dikkatimi çeken ve dinlemeye doyamadığım eleman Ginger Baker'dır ama karşılaşsam tersler diye korktuğum da biri olmuştur. Gençlik görüntülerindeki sert ve kemikli hatlı suratı ona bir dede görünümü veriyordu, öyle ki yıllar geçti gitti ama onun yaşlandığını anlamadım bile. Bugün Ginger Baker'ın 80 yaşında öldüğü haberini duyunca, içimden "vay be o kadar yaşı var mıymış" demeden edemedim. 

1960'lı yıllarda Ginger Baker için  "Dünyanın en iyi davulcusu" denilirdi. Bu sonraki yıllarda hatta bu güne kadar da sürdü. Onu hem döneminden hem de daha sonraki kuşaklardan bir çok davulcu örnek aldı ama Ginger Baker'ın davul tavrı hep ayrıcalıklı kaldı. Baker yıllar önce verdiği bir röportajda, "Benim yanıma yaklaşabilecek fazla davulcu yok" demişti. Bu belki çok ukala ve kendini beğenmiş bir adamın lafı gibi gelebilir ama pek de yalan değil hani. Baker'ı dinlediğiniz de bu farkı çok iyi anlayacaksınız zaten.

Yazının başlığına "dünyanın en iyi davulcusu" yazdım ama Ginger Baker için bunu demek pek açıklayıcı olmasa gerek. Bu tanım genellikle bir sürü davulcu arasında yapılan bir seçimin sonucudur. Oysa Baker'ı diğer davulcularla bir yarışa sokmaya imkan yok... onun "yanına yaklaşabilecek fazla davulcu yok." Siz de onu dinlerken keyif alabilirsiniz ama yanına yaklaşmayın sizi fena halde tersleyebilir.

Aptulika

4 Ekim 2019 Cuma

APTULİKA Cem Karaca’dan Zappa’ya KARİKATÜR SERGİSİ







APTULİKA
Cem Karaca’dan Zappa’ya
KARİKATÜR SERGİSİ

KUZGUNCUK CEP SANAT GALERİSİ’NDE AÇILIYOR!

Açılış Kokteyli 11 Ekim, Cuma saat: 18.00








Aptulika, rock müzisyenleri portrelerini
11 Ekim – 11 Kasım  tarihleri arasında İstanbul Kuzguncuk'taki Nail Kitabevi'nde sergiliyor.

Aptülika'nın karikarock portreleri rock, caz, blues müzisyenlerini çizgilerle bir araya getiriyor: Cem Karaca, Freddie Mercury, Pink Floyd, Frank Zappa, Deep Purple, Janis Joplin, Jimi Hendrix, Erkin Koray, Miles Davis, Led Zeppelin, Metallica ve diğerleri.



 Aptulika
“Cem Karaca’dan Zappa’ya”

Karikatür Sergisi



11 Ekim – 11 Kasım 2019

Açılış : 11 Ekim Cuma – Kokteyl : 18.00

Nail Kitabevi

İcadiye Caddesi No: 32 Kuzguncuk / İstanbul

Tel: 0216 391 10 70