Iron Maiden’in ilk İstanbul konserinin öncesinde kaldıkları
otelde yapılan basın toplantısında grubun beyni bas gitarist Steve Harris, “Bizim müziğimizi en çok etkileyen grup,
Wishbone Ash olmuştur” dediğinde birçok kişi birbirine “Wishbone Ash mi! O
da ne?” ifadesiyle bakacaktı. Wishbone
Ash’i 2005 yılında Beyoğlu’nda Jolly Jokers’te verdikleri konserde
görebilecektik. Az sayıda (İç güveysinden hallice) bir dinleyiciyle izlediğimiz
grup, konser öncesinde yapılan basın toplantısında, 1970'lerde Türkiye'ye
gelmek istediklerini ancak uygun organizatör bulamadıkları için
gelemediklerini açıklayacaktı. 70’lerde
bilenleri 35 yıl sonra bu dev grubu görebilmişlerdi. Aslında 70’lerde
Türkiye’de yabancı grupların konserleri bugünkü gibi çok (hatta hiç) olmuyordu.
Ama grup o günkü plak satışlarından
Türkiye’de konser vermeyi düşünmüş olabilirdi.
Wishbone Ash
ülkemizde eski dinleyici için önemini kaybetmeyen ve bugünkü yeni dinleyicinin
de (özellikle gitarla biraz daha alakalı olanlarının) ilgisini çekebilecek bir
gruptur. Çift solo gitarlı grup formatının öncüsü olan Wishbone Ash, Andy Powell ve Ted Turner ile büyük bir yeniliğe imza atmışlardı. Her iki gitarist
de 1989 yılında “Traffic” dergisinin
anketinde “Rock tarihindeki 10 önemli gitaristi”
arasındaki yerini almıştı. Dünyaca ünlü müzik dergileri olan Rolling Stones ve Melody Maker 1972 yılında her ikisini de “Bütün Zamanların En İyi 20 gitaristi” arasında göstermişti. Onlar
bir anlamda efsanevi Yardbirds’deki Jimmy Page ve Jeff Beck ortaklığından
sonraki en ilginç iki gitaristin buluşmasıydı.
İki solo gitarlı
grupların öncüsü
Her şey 1966 yılında İngiltere’de Devon’da başladı. Davulcu Steve Upton ve bas gitarist Martin Turner aralarına gitarist Glen Turner’ı da alarak “Empty Vessels” isimli rock trio’sunu kuracaklardı.
Wishbone Ash’in ilk temelleri olan bu grup daha sonra Tanglewood adını alarak Londra’da çesitli ufak kulüp ve barlarda
çalacaktı. 1969 yılında onları dinleyen (daha sonra Police ve Sting’le de
çalışacak olan) menejer Miles Copeland
grupla ilgilenince yeni bir isim bulmaya karar verdiler. Grubun isim arayışı da
ilginçti. Grup elemanları düşündükleri isimleri iki kağıda yazarlar ve Martin
Turner birinci kağıttan Wishbone,
ikinci kağıttan da Ash’i seçerek bu
muhteşem grup ismini ortaya çıkaracaktı.
Wishbone Ash’in rock tarihine taşınacak olan iki solo
gitarlı konseptinin çıkması da tamamen bir karasızlıktan gelen bir tesadüfi
vaziyetten çıkmış. Kuruluşundan kısa bir süre sonra Glen Turner’ın ayrılışıyla gitarist arayışına giren grup, seçmeler
yapmak için başvuranları dinlemeye karar vermiş. Bu seçmelere katılan
gitaristlerden ikisi dikkatlerini çeker. Bunlardan biri Andy Powell, diğeri ise ayrılan gitaristleri Martin’in kardeşi Ted
Turner’di. İki gitaristi de beğendikleri ve birini elemeye gönülleri razı
olmadığı için her ikisini de gruba almışlar. Bu arada Ted Turner’ın elemelere
abisinden gizli katıldığını söyleyelim. (Yani bir abi torpili söz konusu
değil.)
1972’nin en iyi
albümü: “Argus”
İki solo gitarlı progresif rock, folk ve klasik müzik etkileşimli
bir hard rock anlayışına sahip olan grup, 1970 yılının başında Deep Purple konserlerinin açılışında
çıkıyordu. Deep Purple’ın gitaristi Ritchie
Blakmore “ön grup”larının müziğini çok sevecek ve prodüktor Derek Lawrence’a dinletecekti. Böylece
ilk albümlerini 1970’in Aralık ayında çıkardılar.Ardından bunu “Pilgrimage” takip edecekti. Dönemin hard
rock devleri arasına adım adım ilerleyen topluluk, bu ikinci albümlerinde “”Was Dis” isimli caz etkili bir
çalışmayla yetkinliklerini de kanıtlıyorlardı.
Takvimler 1972’nin Nisan ayını gösterdiğinde ise onların en
çok söz edilecek olan “Argus”
albümleri çıkacaktı. O yılın “En İyi
Albümü” seçilen “Argus” İngiltere listelerine ilk üçten girerken, grubun
ününün dünya çapına yayılmasına da
vesile olacaktı. Progresif altyapılı ve folk destekli hard rock tarzıyla öne
çıkan grup, iki gitarlı tavrıyla daha sonraki Thin Lizzy ve Iron Maiden
gibi gruplara da esin kaynağı olacaktı.
Böylece hard rock devleri arasına giren grup, 1973’te “Wishbone Four”, daha sonra da ilk
konser albümü olan “Live Dates”i
çıkartacaktı. Bu sıralarda grubun gitaristi Ted Turner ayrıldı yerine Laurie
Wisefield gelecek ve 11 yıl devam edecekti. 80’lerin başında Ted Turner
gruba dönecekti. 1995’te Roger Filgate,
1997’de de Mark Birch, 2002’de Ben Granfelt ve 2004’ten bu yana da Muddy Manninen gitarist oldu. Bütün bu
değişen isimlere karşın kuruluşundan bu yana Andy Powell grubun emektar gitaristi olarak kalacaktı.