Sayfalar

30 Haziran 2015 Salı

Marcus Miller imza günü

Marcus Miller imza günü 1 Temmuz’da

Caz fusion'un usta müzisyeni Marcus Miller; İstanbul Caz Festivali'nde vereceği konserden bir gün önce bir imza günü gerçekleştirecek. Usta basçı  1 Temmuz Çarşamba günü Akasya Acıbadem’de  hayranlarıyla buluşacak. 
Miles Davis'in unutulmaz kadrosunda yer alan  Marcus Miller, şimdilerde solo albümleriyle caz severleri hala büyülemeye devam ediyor. Sanatçı imza gününden bir gün sonrada  bu yıl  22. si gerçekleşecek olan  İstanbul Caz Festivali kapsamında, Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde konser verecek.


BB King için saygı albümü Temmuz sonunda geliyor.


Blues gitarının yaşayan en büyük isimlerinden Buddy Guy ile İrlandalı soul efsanesi  Van Morrison geçen ay yitirdiğimiz  B.B. King  için bir anma albümüne imza atıyorlar.  'Born To Play Guitar' adını taşıyan bu albüm, BB King’in yanısıra modern blues’ın kurucularından Muddy Waters’a da bir saygı sunumu olacakmış.
Albümün prodüktörlüğünü Buddy Guy  ile birlikte   Tom Hambridge üstleniyor.   Billy Gibbons (ZZ Top), Kim Wilson (Fabulous Thunderbirds), Joss Stone gibi isimlerinde konuk olarak katıldığı albüm 31 Temmuz 2015’te piyasaya çıkması planlanıyormuş.
“BORN TO PLAY GUITAR” albümünün içindeki parçalar da şöyle sıralanıyor:

1. Born To Play Guitar
2. Wear You Out  ( Konuk: Billy Gibbons )
3. Back Up Mama
4. Too Late  ( Konuk:  Kim Wilson )
5. Whiskey, Beer & Wine
6. Kiss Me Quick ( Konuk:  Kim Wilson )
7. Crying Out Of One Eye
8. (Baby) You Got What It Takes ( Konuk :  Joss Stone )
9. Turn Me Wild
10. Crazy World
11. Smarter Than I Was
12. Thick Like Mississippi Mud
13. Flesh & Bone with Van Morrison (  B.B. King için)

14. Come Back Muddy (  Muddy Waters için)


29 Haziran 2015 Pazartesi

Chris Squire (4 Mart 1948 – 27 Haziran 2015)



Asıl adı Christopher Russell Edward Squire olan Chris Squire 4 Mart 1948’de Londra’da dünyaya geldi.  Emekçi bir ailenin çocuğu olan sanatçı, 4 yaşında Ella Fitzgerald, Lena Horne plaklarına merak sararak, 4 yaşında müziğe adım atacaktı. Onun müziğe adım atışı bir enstrumanla olmayacaktı. O şarkı okumayı seviyordu ve 6 yaşında da kilise korosuna katılacaktı.
16 yaşına kadar müziği çok fazla düşünmeyecekti. Ne zaman ki Beatles grubuyla tanıştı ve böylece basgitar çalmaya karar verdi. 1960 yılında derhal ucuz bir Futurama bas gitar edinerek öğrenmeye başladı. Bascı olarak The Animals’tan John Entwistle ile The Cream’dan Jack Bruce’tan etkilendi. 
 Squire  ilk olarak  The Selfs isimli grubunu kurdu.  Bunu 1968’de Mabel Greer's Toyshop isimli saykodelik rock grubu takip edecekti. Aynı yılın yaz aylarında da efsanevi progresif  rock grubu olan Yes’i kuracaklardı.
70’li yıllarda yaptıkları senfonik ve klasik etkili rock tarzlarıyla dikkatleri çeken Yes’in “Fish” lakaplı basgitaristi her daim grubun emektarı olmuştur. Öyleki grubun kuruluşundan bu yana değişmeyen tek elemanı Squire olmuştur. 

19 Mayıs 2015 tarihinde kanser teşhisi konulan Chris Squire, lösemi tedavisi görecekti. 27 Haziran 2015’te de sanatçı Arizona’da hayata veda edecekti.

Yes’in kurucusu ve basçısı Chris Squire öldü


Progresif rock'ın en önemli gruplarından biri olan  Yes’in kurucusu ve bas gitaristi  Chris Squire dün (28 Haziran 2015) 67 yaşında öldü.
 1948’de Londra’da doğan Chris Squire 1970’lerin en önemli rock gruplarından biri olan Yes’i Jon Anderson, Bill Bruford, Peter Banks ve Tony Kaye ile birlikte kurmuştu. Dünyanın en önemli basgitaristlerinden olan İngiliz müzisyen, Yes'in  1969 ile 2014 arasında yayımlanan 21 albümünün tamamında yer alan tek üyesiydi.
 Chris Squire bir süredir Akut Miyeloid Lösemi tedavisi görüyordu.  

19 Haziran 2015 Cuma

"Like A Rolling Stone" 50 yaşında





50 yıl önce bugün Bob Dylan’ın unutulmaz klasiği “Like A Rolling Stone” plağı piyasaya çıkmıştı.  “Highway 61 Revisited” isimli albümünün ilk çıkış parçası olan “Like A Rolling Stone” bütün zamanların en önemli Dylan şarkılarından biri olacaktı.  



Vakti Zamanında Bugün
20 Haziran 1965

 Jimi Hendrix, Johnny Winter, Rolling Stones, Green Day gibi bir çok isim ve grup tarafından da yorumlanmış (cover yapılmış) olan bu Bob Dylan klasiğinin çıkışının bugün tamı tamına ellinci yılı oluyor. Benim için de en ayrıcalıklı Dylan şarkısı olan  “Like A Rolling Stone” sözlerindeki ironik ve toplumsal eleştirisiyle de farklı ve ayrıcalıklıdır.
Parçayı bir çok isim de seslendirmiş ve kendilerine has bir yorumla sunmuşlardır. Bunlardan biri de Rolling Stones’tı. Bu parçanın Rolling Stones grubunun isim babası olduğu gibi bir kanı da hasıl olmuştur ki oldukça yanıltıcıdır. Çünkü o tarihlerde Rolling Stones zaten bir hayli yol almıştı ve onlar isimlerini çok daha önceki Muddy Waters parçasından almışlardı.

“Like A Rolling Stone” Bob Dylan için bir dönüm noktasıydı. Bir folk şarkcısı olarak başladığı müzik hayatında rock kariyerine de adım atacaktı.  
Aptülika

18 Haziran 2015 Perşembe

18 Haziran 2015 Blues Perişan playlist


NINA SIMONE - Some Say
ROBIN McKELLE - Walk On By
JOHNNY LANG - Still Raining
ETTA JAMES-- I Just Want to Make Love to You
CHARLIE HADEN - The People United Will Never Be Defeated
WEAVERS - When The Saints go marching in
                       Kisses Sweeter than wine
                       Guantanamera
                        Hay Una Mujer Desaparecida
                        Study War No More
PETE SEEGER  - This Land is Your Land
NEIL YOUNG - Cortez The Killer
WALTER TROUT - Brother Keeper
YAVUZ ÇETİN - Oyuncak Dünya
BUTTERFIELD BLUES BAND - So Far So Good
 FREDDIE KING  - Tore Down
ERIC CLAPTON - Howlong Blues
ANA POPOVIC - Slide show
ROBBEN FORD - Rainbow Cover
TOMMY CASTRO -  Come Back Baby
JEFF HEALEY BAND - Dust My Broom

16 Haziran 2015 Salı

Ronnie Gilbert'in ardından


En güzel işçi şarkılarının en güzel sesi

Folk müziğin en önemli gruplarından biri olan Weavers’ın vokalisti
Ronnie Gilbert’i geçtiğimiz cumartesi günü, 88 yaşındayken yitirdik. Joan Baez başta olmak üzere bir çok protest müzisyene ilham kaynağı olan Gilbert, 50’lerin ABD’sinde kara listeye alınıp, yıllarca sahnelerden uzak bırakılmıştı.

İkinci Dünya Savaşı’nın bitişinden on yıl sonra ABD’de çıkan bir folk grubu, hem plak satışı hem de verdikleri konserlerin tıklım tıklım dolmasıyla dikkat çekecekti. Folk müziği geniş bir kesime taşıyan bu grubun vokalistinin farklılık yaratan kontralto sesi bu tarzı müzikalitesi yüksek bir yere taşıyordu. Adı Ronnie Gilbert  olan bu kadın vokalist, 1953 yılından 60’ların sonuna kadar müzikten uzak bırakılarak, başka işler yapmak zorunda kalacaktı. Bununla da kalmayarak ülkesinden uzak yaşamakla bile yüzyüze gelecekti.
Ronnie Gilbert adındaki bu kadın vokalistin başına gelenler grubu Weavers’ın elemanları gibi sol fikirlerle dünyaya bakıyor olmasından kaynaklanıyordu. Bu yüzden 50’lerin ABD’sinde senotonun sanat dünyasında başlattığı “Komünist Avı”ndan o da payını alacak ve “kara liste”ye adı yazılacaktı.

İşçi sınıfının yanında
Folk müziğin en önemli gruplarından biri olan Weavers’ın vokalisti
Ronnie Gilbert’i geçtiğimiz cumartesi günü, 88 yaşındayken yitirdik.
Polonya ve Rus göçmeni bir anne babanın kızı olarak 1926’da Brooklyn’de doğan   Ronnie Gilbert, kontralto denilen değişik bir ses rengine sahipti. Böylesi bir ses yeteneğine sahip olan sanatçı, popüler bir çıkışı rahatlıkla sağlayabilecekken ailesinin işçi sınıfı kökenine  sırt çevirmeden halk müziğine yönelecekti. Gilbert, 1948 yılında kendisi gibi üç “sakıncalı” müzisyenle birlikte Weavers isimli folk grubunu kuracaktı. “Almanac Singers” denilen gezgin sendika müzisyeni Peter Seeger bu gruptaydı ve ismi o dönemin ABD’sinde “komünist”e çıkmıştı. Seeger da bunu pek reddetmiyordu ve bu yüzden konserleri de gerici, faşişt çevrelerce yapılan saldırılarla bezeniyordu. İşte Weavers bu aşamada kuruluyordu.
Bu grubun “Almanac Singers” diye isimlendirilen folk müzisyenlerinden farkı daha profesyonel ve müzikalite çıtasının yüksek olmasıydı. Ancak onları bekleyen tehlike 1949 yılında ABD’nin soğuk savaş siyasetine girmesiydi ve “ o güne kadarki en güzel işçi şarkıları”nı yapan Weavers, hedef tahtasında bulacaktı kendisini. Sendika yöneticileri artık eskisi gibi onlara çaldırmıyorlardı. İş bulmaları zorlaşan grup, az bir para ve istedikleri kadar hamburger yiyebilmeleri karşılığında New York’taki Greenwich Village Vanguard’da sahneye çıkma imkanı bulacaklardı. Burada çaldıkları 6 ay içinde folk ezgilerinin yanına siyahların blues müziğini de katacaklardı. Vanguard’daki çalışmaları sırasında ünlenmeye de başladılar. “If I Had A Hammer” isimli bir de plak yapan grup ardından büyük bir plak şirketiyle anlaşarak “Tzena Tzena” isimli 45’lik plağı da çıkartacaktı. Bu plağın arka yüzünde ise siyahi bluescu Leadbelly’nin “Good Night Ireene” isimli parçası yer alacaktı. Dört beyaz müzisyenin Leadbelly gibi “sakıncalı” bir siyah bluescunun şarkısını okumaları gerici çevrelerin tepkisine neden olacaktı.
Tepkilere rağmen “Good Night Ireene” popüler bir şarkı haline gelecek ve Weavers’ı ünlendirecekti. Ardında gelen “Kisses Sweeter Than Wine”, “So Long It’s Been Good Know Than Wine”  parçaları 1951’de yüksek bir satış yapacaktı. Artık sistem onları sendika konserlerinde işçilere değil, Vegas’ın parıltı salonlarına taşımaya hazırlanıyordu. Weavers elemanları bu tehlikenin farkına varıp, popülerliği ellerinin tersiyle itecekti.

Yasaklı yıllar
Weavers, bu tavrında durup, kendisini korumaya çalışırken bir başka tehlike kapıdaydı. Soğuk Savaş aşamasında ABD, Kore Savaşı’nda büyük bir yenilgi almıştı. Bu da ülkede anti – komünist bir rüzgarın esmesi demekti. Kurulan bir komite Hollywood başta olmak üzere sanatçılar arasındaki komünistleri bulmaya çalışıyordu. O sıra çıkan “Kızıl Kanallar’ın Sanattaki Komünist Etkisi” isimli bir yayın “Komünist” sanatçıların isimleri yayınlayacaktı ve Weavers grubunun elemanları da bu listedeydi. Böylece grubun elemanları ABD senotosu tarafından sorgulanacaktı. Weavers elemanlarını bundan sonra bekleyen de müzik yapamamaktı.
Weavers’ın başarılı vokalisti Ronnie Gilbert bu suçlamaları reddetmek yerine 1961 yılında Küba’ya giderek sosyalist bir ülkede kalacaktı. Ardından 1968 yılının Paris’inde başkaldıran gençler ve işçilerle birlikte olacaktı. Ülkesinde müzik hayatı noktalanan Gilbert hayat gailesini de uzunca bir dönem terapistlik yaparak sürdürecekti.  
Weaver grubuyla ünlendiği 1950’li yıllarda bir folk şarkıcısından çok şehirli bir kadın görüntüsüyle popüler bir cazcıyı andıran Ronnie Gilbert, yasaklı dönemlerini 1981’de sonlandıracaktı. Madison Squire Garden’da yapılan Weavers’ın dönüş konserinde sahneye çıktıklarında ise Ronnie Gilbert  üniversitede derse çıkan bir hoca görüntüsünde olacaktı.
Yasaklı olduğu dönemlerde de tavrından vazgeçmeyen Ronnie Gilbert,  1973 yılında Şili’de seçimle gelen ilk sosyalist hükümet olan Allende’ye karşı ABD desteğiyle yapılan Pinochet darbesine direnerek, İspanyolca olarak  “Hay Una Mujer Desaparecida” şarkısını seslendirecekti.

Ronnie Gilbert, müziğe başladığı yıllarda önüne serilen şöhreti elinin tersiyle iterek işçi sınıfını tercih etti. Bu tercih onu yasaklı kıldı ama yılmadı ve ölümüne dek  insanlık adına direnişinden vazgeçmedi.  

ABD'nin en güzel işçi şarkıları


18 Haziran 2015, perşembe gecesi yayınlanacak olan Blues Perişan programında ABD'li protest folk grubu Weavers'ın şarkılarından seçmeler yer alacak. Amerika'nın direnen sesi Pete Seeger'in kurucusu olduğu Weavers 1950'lerde yaptığı plaklarla emeğin, halkın sesi olurken egemen sınıfların da kara listesine girip, yargılanacak ve en sonunda sakıncalı ilan edilip müzikten uzak bırakılacaklardı. 



Folk müziğin protest gruplarından Weavers'ın kadın vokalisti Ronnie Gilbert'i 6 haziran 2015'te 88 yaşındayken yitirmiştik. Onun anısına bu haftaki Blues Perişan radyo programında bir bölümü  Weaver grubu ve Ronnie Gilbert'e ayıracağız. 
 18 Haziran 2015, perşembe gecesi yayınlanacak olan Blues Perişan programında ABD'li protest folk grubu Weavers'ın şarkılarından seçmeler yer alacak. Amerika'nın direnen sesi Pete Seeger'in kurucusu olduğu Weavers 1950'lerde yaptığı plaklarla emeğin, halkın sesi olurken egemen sınıfların da kara listesine girip, yargılanacak ve en sonunda sakıncalı ilan edilip müzikten uzak bırakılacaklardı. 
Bu perşembe yayınlanacak Blues Perişan radyo programında Weavers grubunun parçalarından seçmelerin yanısıra Freddie King, Nina Simone, Etta James, Charlie Haden, Neil Young, Yavuz Çetin, Jimi Hendrix, Walter Trout,  Johny Lang  ve daha niceleri de iki saat boyunca yer alacak.