26 Temmuz 2019 Cuma

Hafta Sonu Blues Perişan Kütüphanesi'ne Katkı 113


Sevgi Soysal
"Tutkulu Perçem"
İletişim Yayınları
(1962)


 Elimde bulunan ve kısa öykülerden oluşan bu kitap, 2016 tarihinde İletişim yayınlarından çıkmış ama ilk yayınlanışı 1962, yani benim doğduğum tarihte çıkmış. Bu kitap şu an ilk kez yayınlanıyor olsaydı diyeceğim şey şu olurdu: "Özgün - Yenilikçi - Farklı"

Sanatın hangi dalında olursa olsun bir sanatçının kendine ait bir dünya kurabilmesinin önemli olduğuna dair bir takıntıya sahip olmuşumdur ki Sevgi Soysal yapıtlarında bunun en güzel örneğini veren yazarlardan. Her hangi bir eserinden her hangi bir sayfayı okumaya başlarsanız ona ait olduğunu anlayabiliyorsunuz. Günümüzde aşina olduğumuz imaj terziliği gibi biçilmiş bir elbise değil bu, hesapsız kitapsız bir dünya sunmak ve kendi penceresinden bakabilme mahareti. Bu sadece anlatımdan kaynaklanmıyor, dili kullanımıyla da o dünyaya ait. Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama samimiyetinden kuşku duymanıza imkan yok, tabii sizin de samimi olup, ön yargılarınızı atmanız şartıyla.

Sevgi Soysal ismini ilk duyduğumda ilkokula gidiyordum ve hafızama yerleşen 12 Mart faşizminde hapise girmesiydi. Daha baştan düşüncenin nasıl bir suç olduğunu o anlarda algılayacaktım. O çocukluk günlerimde Sevgi Soysal görüntüsüyle de farklıydı çünkü sarışındı ve bir o kadar da "kentli"ydi. Bizim için o yıllarda kentli demek Ankara ile eşitti. Sarışın ve kentli tanımının çocuk aklımda oluşturduğu öznesi de Sevgi Soysal'dı. Kentli ve sarışın, çocuk aklımda "farklı" demekti. Şimdi "Tutkulu Perçem"i okurken, edebiyatımızda da aynı tanımın uyduğunu anlayacaktım. Sevgi Soysal, Türk edebiyatının en önemli temsilcilerinden ama bir başka yazarımıza benzemiyor diğer yazarlarımızda ona. 
   
Yukardaki satırlarda, "Bu kitap şu an ilk kez yayınlanıyor olsaydı diyeceğim şey şu olurdu: "Özgün - Yenilikçi - Farklı"" demiştim ve kendimce özgün ve farklı yanlarını anlattım. Kala kala "yenilikçi" yanını yazmak kaldı. İşte burada fena halde duvara tosluyorum diyebilirim. "Tutkulu Perçem" yazarın ilk kitabı ve bundan tam 57 yıl önce yayınlanmış. Yarım asır sonra hala nasıl olur da "yenilikçi" diyebilirim? Soru işaretini cevaba döndürmeye hiç niyetim yok biraz da siz düşünün. Hatta kitabı okuduktan sonra siz de yeni sorular oluşturun derim.

Aptulika


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...