6 Temmuz 2017 Perşembe

Chuck Berry'den miras gibi albüm


Her ölümün erken olduğuna dair bir söz vardır ya ben bunu 90 yıllık bir yaşam için kullanacağım. Bu yılın bahar aylarında yitirdiğimiz Chuck Berry, doksan yılı devirmiş, yüzyıla doğru gidiyordu. Bu öyle bir yaşam ki içinde başlıbaşına bir mucitlik barınıyor. Bu geçtiğimiz yüzyılı saran ve etkisini günümüze dek taşımaya devam eden ROCK' n ROLL; etkisi, sınırları, rengi, ırkı olmayan bir dünya uygarlığı. Basit olmasına burun kıvırmanıza kimse bir şey diyemez ama o basit dediğiniz şey bir an gelir devasa görkemli yapılardan daha kalıcı olabilir. Ben bunun adına samimiyet diyorum. Bir vakitler bu konuda bir müzik yazarı "Amerika'da Rock'n Roll, General Motors'tan daha uzun ömürlü olacak" demişti. Bu öngörü gerçek oldu ama bir yanılgıyla birlikte, zira bunu söyleyen bilge kişi bu işi ABD ile sınırlı tuttu, oysa ki rock'n roll artık dünyalı. Bu söz söylendiğinde çok iyimser hatta biraz kaçık bir ütopya idi ama bal gibi devrime dönüştü. Rock'n Roll bize biraz da ütopyalarımızın olması gerektiğini öğretti.

Chuck Berry öldüğünde 90 yaşını bir yıl önce devirmişti. Yazımın başında ölümünün erken olduğunu söylemiştim, buna beni inandıran da bu yazın başında piyasaya çıkan "Chuck" isimli albümü oldu. Her müzisyenin ölümünden sonra eski çalışmaları toplanır, anısına çıkartılır. Bu alışıldık bir şeydir. Kimi zaman da ölen sanatçının ölümünden önce hazırladığı bir albümdür söz konusu. Chuck Berry'nin ki ikinci tipteki bir çalışma ama alıştığımız örneklerden bir farkı var. Chuck Berry'nin ölümünden önce hazırladığı bu albüm, sanatçının yeni bir döneme adım attığı ilk çalışma gibi. İnsan dinlediğinde "Vay be bunun arkasında daha kimbilir neler gelir" dedirten cinsten yani.  Oysa ki hiç bir şey yapmasa bile o zaten bir mucit, yeter de artardı ama "Rock'n Roll böle bişi", dur durak bilmiyor, her daim genç ve yeni kapılar açacak kadar sınırsız.

Chuck Berry yeni bestelerinin olduğu son albümü 1979 yılında yapmıştı. "Rock It" isimli bu albümden sonra da Chuck Berry hiç boş durmadı, hiç de gündemden düşmedi. Konserlerine devam etti. Parçaları bir çok rock grubu tarafından yorumlandığında yeni coşkulara sebep oldu. 1987 yılında yapılan "Hail Hail Rock" isimli belgesel filmde de dünyaya yeni belgeler bırakırken, 1996 yılında onu bir konser albümüyle görecektik. 80 yaşını devirdiğinde ülkemize geldi ve bir konser verdiğinde de ortalığı rock'n roll ile sallayan kişiydi. Ölümünden sonra çıkan son albümü "Chuck" da ise yeni parçalarının da olduğunu görüp, şaşıracaktık. Sadece yeni parçaların olması mıydı bu albümü değerli kılan? Dinlediğimizde şunu da görecektik ki arkasında çocuklarının da yer aldığı bir müzisyen kadrosuyla bize bıraktığı bir mirası da bulacaktık.

18 Mart 2017 tarihinde kaybettiğimiz Chuck Berry'nin son çalışması bu yazın başında piyasaya çıktı. Albüm geçen hafta Billboard Blues albümleri listesine birinci sıradan girdi. "Chuck" albümünü dinlediğimizde liste başı olmasının bir efsaneye yapılan jestin çok ötesinde olduğunu görüyoruz. Craig Aspen'in objektifinden çıkan tarihi fotografın kapağa oturduğu albümde ilk göze çarpan müzisyen kadrosu. Burada Berry ailesini tam tekmil bulabiliyoruz. Gitarlarda oğlu Charles Berry J.r. ile torunu Charles Berry III yer alırken kızı Ingrid Berry de armonikacı ve vokalist olarak hazır bulunuyor. Albümün bütün ekseninde ise efsane rock'n rollcunun karısı oturuyor. Chuck Berry bu albümü hayat arkadaşı olan Themetta Berry için yapmış.  Albümde "Wonderful Woman" u karısına ithaf eden Chuck Berry,  klasik yapıtı "Johnny B. Good"u "Lady B. Good" haline getirirerek mucidi olduğu Rock'n Roll'u bir anlamda kadınlara adayarak yaşamını noktalıyor. 

Chuck Berry'nin son albümündeki parçalara şöyle birkaç not düşmemiz gerekirse, şunları diyebiliriz,

Wonderful Woman - Berry'nin karısı Themetta 'ya adadığı bu parça yeni bir baş yapıt ortaya çıkarıyor. Rock'n Roll temelli bu parça yorumda blues altyapısıyla enstrümanite ustalıklarıyla işlenmesi de ayrı bir dinleyiş keyfi ve düzeyi ortaya çıkarıyor. Baştan sona süren hakimiyeti ile armonikanın yanısıra birbiri ardına akan enstrüman soloları da harika bir etkiyi ortaya koyuyor.

Big Boys - Alışıldık Berry tınılarında ve albümden çıkan ilk single ve video.

You Go To My Head - Kızı Ingrid ile düet yaptığı bu yeni parçada Chuck Berry balad yumuşaklığında etkili bir yorum sunuyor.

3/4 Time (Enchiladas) - Chuck Berry'nin klasik eserlerinden "My Ding A Ling" parçasının keskin bir yorumu diyeceğimiz bir çalışma.

Darlin' - Chuck Berry'nin gene karısına ithaf ettiği bir parça. Bu da "You Go to My Head" gibi kızı Ingrid ile birlikte seslendirilen bir aşk şarkısı. 

Lady B. Goode - Rock'n Roll ustasının tarihe mal olmuş klasiği "Johnny B. Goode"un kadınlara ithaf edilmiş hali.

She Still Loves You - Piyanonun yumuşak tınılarında akıp giden harika bir aşk şarkısı.  

Jamaica Moon - Kumsallarda yazın sıcak akşamlarında mehtaba karşı söylenen bir şarkı. Gözümüzün önüne kalçadan danslarıyla Havai afetlerini getirecek güzellikte.

Dutchman - Berry'nin şiirsel şarkısı 70'lerin funk ve soulunun etkisinde konuşur gibi akıyor. 

Eyes Of Man - Albümün açılış parçasında olduğu gibi gene rock'nroll ile blues'ın buluştuğu güzel bir parça. 

Özet olarak,  Chuck Berry ve ailesinin torun torba halinde sunduğu güzel bir çalışma. Rock'n Roll için mucide yakışan da böyle bir final olsa gerek... adı "Chuck" ve dinlemeyen kalmasın.

APTULİKA



Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...