8 Mayıs 2017 Pazartesi

Solo değil beraber şarkılar: Allan Holdsworth


Allan Holdsworth 1946 - 2017



İngiliz rock gitaristi ve besteci Allan Holdsworth'u 15 Nisan 2017 tarihinde yitirmiştik. 
Gitarın bu büyük ustasıyla ilgili Cenk Akyol'un yazdığı bir yazıya yer veriyoruz.   







Solo değil beraber şarkılar

Beğendiğiniz, hayran olduğunuz hemen hemen tüm gitaristlerin söz birliği ile feyz aldığı, hayran olduğu gitaristlerin gitaristi Allan Holdsworth geçtiğimiz ay 70 yaşında hayata veda etti. Fusion gitarın Britanya'daki en önemli temsilcilerinden olan müzisyen uzun yıllardır Kaliforniya'da yaşıyordu. 50 yıla yaklaşan kariyerinde onlarca sanatçı ile kayıtlar yaptı ve sahne aldı. Solo albümlerinden ziyade diğer gruplara yaptığı katkı ile takdir ettiğim gitarist Tempest, UK, Soft Machine, Tony William's Lifetime, Gong gibi gruplarla caz-rock Fusion camiasında aranan bir enstrümancıydı. Özellikle 70'lerde unutulmaz albümlerde payı vardı.

Soft Machine - Hazard Profile (Allan Holdsworth Solo), 1974




Bill Bruford - Bruford with Annette Peacock & Allan Holdsworth, Neil Murray OGWT 02-27-78


Tony Williams Lifetime 





17 yaşına kadar eline gitar almamış olan müzisyenin ilk yayınlanan albümü 1969'da Igginbottom isimli bir dörtlü ile oldu. Kayda değer bir albüm olmayan grup zaten uzun ömürlü değildi. Onu hatırladıkça sinirlendiren ilk solo albümü Velvet Darkness 1976'da Creed Taylor'ın CTI şirketi tarafından kendisinin ve çalan diğer müzisyenlerin hiç bir rızası olmadan piyasaya sürüldü. Gitarist bu albümün stüdyodaki ham prova kayıtlarından oluştuğunu ve hiç bir şekilde yayınlanmasını istemediği söyler ve diskografisine dahil etmez. O yüzden ilk “gerçek”albümü için seksenleri beklemek gerekecektir. İlk albümü için önceden Tempest ile beraber çaldığı vokalist Paul Williams, sonraları bir çok kez beraber çalacağı davulcu, klavyeci Gary Husband ve Ian Carr's Nucleus'tan tanıdığı basçı Paul Carmichael ile albümle aynı isimdeki I.O.U. Grubunu oluşturdu. Albümde izinsiz yayınlanan Velvet Darkness'taki parçaları içine sinen düzenlemeler ve yorumlarla yayınladı. 

Allan Holdsworth live in Tokyo 1984 + Interviews




80lerin ilk yarısında çoğunlukla gitar, bas, davul şeklindeki üçlüsüyle bazen de Tony Williams' Lifetime da beraber çaldığı Alan Pasqua'nın eşliğinde klavyeli dörtlüsü ile solo albümler kaydetti, konserler verdi. Davulda Chad Wackerman, Gary Husband, Vinnie Colaiuta basta Jimmy Johnson, Jeff Berlin, Gary Willis değişerek kendisine eşlik etti. 

80'lerin ikinci yarısında Synthaxe isimli telli sevimsiz sintizayzır ile haşır neşir olan gitarist kariyerinin en başarılı albümlerinden “kabul edilen” Metal Fatique'yi (1985) de bu dönemde yaptı. Sonraları gelişen kayıt teknolojileri ile bu alete ihtiyacı o kadar kalmadı ve söyleşilerinden birinde alet için stüdyoda ölmeyi bekliyor demişti. 

Allan Holdsworth with his SynthAxe playing Atavachron




Kendine karşı acımasız ve mükemmeliyetçi olan gitarist söyle devam ediyor; “Pratiklerimi sık sık kaydedip sonrasında tekrar dinlerim ve bir çok kez sonradan dinleyince kendimi yinelediğimi düşünürüm. Bunu yakalarsam hemen o kayıtlarımı silip, yok ederim.”

Aynı söyleşide* Seyircilerin kendisini hayranlıkla izlediği konserlerde sık sık çalması ile ilgili özür dilediği sorusuna “Dinleyicilerin müziğimin tadını aldıklarında gerçekten gururum okşanıyor, dinleyiciler çoğu zaman beni cesaretlendirir ama o anda kendimin performansım hakkında düşündüklerimi değiştirmez. İyi bir performans ile kötü performans arasında özür dilememek olabilir. O da ancak senede bir olur ancak(güler)”

Bu huyları yüzünden Derek Sherinian ve Virgil Donati'nin kurduğu grup olan Planet X'in 2007'deki albümünde 5 parçadaki kayıtlarını silerek sadece ikisinin yayınlanmasına izin vermiştir.

“Jimmy Johnson (bas gitaristi) arada bir evime gelir ve ortak kayıtlarımızı silip, silmediğimi çaktırmadan kontrol eder”

90'lara geldiğinde Steinberger'in bariton gitarına merak salar ve Tesla'nın kablosuz elektrik iletimi için tasarladığı Wardenclyffe Tower'dan ismini alan albümünde yoğun olarak bu gitarı kullanır. 

2000'lere boşanma depresyonu ile giren gitarist uzunca bir süre derbeder olup sürüklendiğini, evinden, stüdyosundan olduğunu arkadaşlarının evinde yatıp kalktığını belirtiyor söyleşilerinde. 
Onu bu durumdan kurtaran ve tekrar müziğe ve hayata tutunmasını sağlayan Son 10 yılın en önemli  fusion, caz-rock yapımlarına imza atan yapımcı Leonardo Pavkoviç olur.   Pavkoviç'in çabalarını minnetle anıyor Allan Holdsworth. 2000'lerden sonra bir çok turne, Soft Machine elemanları ile bir çok proje yapıyorlar. 

Soft Works 2003 Abracadabra




Her ne kadar gitar tekniği ve gitarcılar tarafından ilah seviyesinde görülmesine rağmen albümleri enstrüman meraklıları tarafından pek de kabul görmez. Samimi olmak lazım ben de pek haz etmem yaptığı solo albümlerden. Ama yukarıda da belirttiğim gibi özellikle 70lerdeki UK, Gong, Soft Machine, Nucleus albümlerindeki varlığı büyük kazançtır Fusion gitarseverleri için.

Bir diğer söyleşide çaldığı gruplar hakkında şunları söylüyor;

Soft Machine.

Grubu beğenmiştim, güzel bir deneyimdi. Tüm müzisyenleri beğenmiştim, yaptıkları müzik kalıbı içerisinde çaldıklarımda tamamen özgürdüm. Gerçekten keyif almıştım. 


U.K. ( John Wetton, Bill Bruford, Eddie Jobson ile )

Hoş bir deneyim değildi. Hoş arkadaşlardı fakat çok acınası kötü bir deneyim oldu.  

Bruford. ( Bill Bruford'un grubu )

U.K.'den kalan bir beraberlikti ama eğlenmiştim. Bill ile çalışmaktan hoşlanıyordum. Kafamda kendime ait projelerim olmasaydı muhtemelen devam ederdim.


Tony Williams.


Harikaydı. Çalışırken bazı zor zamanlarımız olsa da şahane bir deneyimdi. Her dakikasından zevk aldım. 



Gong.

Gong da iyiydi, çok neşeliydi. Fransızca konuşamıyordum. Ama her şey Fransızca tartışılıyordu. Hiçbir zaman ne tartıştıklarını bilmezdim. Grubun potansiyeli büyük olmasına rağmen onu kullanamadıklarını  düşünürdüm. Geçenlerde Gazeuse tekrar yayınlanınca bir kere daha dinledim kendimi. Berbat olduğumu düşündüm ama grup hala taptaze geldi bana. Özellikle davullar! Pierre (Moerlen) harika tınlıyor. Sanki dün çalınmış, kaydedilmiş gibi yeni, taze. Davulculuğu hakkında çok şey söylüyor.

Level 42.

İyiydi, eğlenceliydi. İyi ahbaplardı. Güzel bir deneyimdi. 



Kendisi hakkında uzun süre beraber çaldığı Gary Husband ölümünden sonra Facebook sayfasında hayli dokunaklı bir yazı yazdı. Evliliğinin çökmesi ve bununla beraber alkole bağımlılığının önlenememesi ile yaşadığı zorluklardan detay vermeden bahsediyor. Ağabey – kardeş ilişkisine varan müzikal birlikteliklerinden yarı hüzün yarı huşu ile bahsediyor. 
Şahsen kendine virtüöz payesi verilmesini isteyen enstrümancıları  takip etmem ve ilgilenmem. Shred gitarcılar, şimşek hızıyla çalan klavyeciler, bilmem kaç telli bas gitarcılar, ahtapot davulcuları youtube'da , sosyal medyada jonglör, cambaz seyredercesine seyredip hayran olurum ama işte o kadar.  İşin içine görsellik girdiğinde gerçekten bir müddet izlenebiliyor. Aynı Marvel'in, DC Comics'in filmleri gibi. Ama bazılarımızı Nuri Bilge Ceylan heyecanlandırıyor. Ama Allan Holdsworth bunların ötesinde çok iyi bir takım oyuncusuydu. Tekniği ile bu kadar meslektaşını etkilemiş gitariste en azından saygı duymak boynumuzun borcu.
Çizim : APTULİKA
aptulelcioglu@gmail.com
bluesperisan @gmail.com
www.aptulika.com

Ardından bir çok müzisyen övgü dolu sözlerle uğurladı kendisini.

Steve Lukather;

Bizim neslin en iyisiydi. Oyunun kurallarını değiştirdi. En şirin insanlardandı.

Carlos Santana;

Onda tamamen güzel olan bir şeyler var

Mike Portnoy;

Allan Holdworth olmasaydı Eddie Van Halen da olmazdı.

Vernon Reid;

Bir çok neslin gitara yaklaşımını değiştirdi. Bir çoğumuzu allak bullak etti.

John McLauglin;

"Bir kaç yıl önce Allan'ı Londra'da seyrettim. Konserden sonra sahne arkasına gidip sadece şunu söyleyebildim. “Ne yaptığını anlayabilseydim, onu senden aşıracaktım”

George Benson;

Yeni bir şeyler yapmıyordu. Onları ustaca yapıyordu. 

Joe Satriani;

Armoniye parlak yaklaşımı tamamen orijinal, güzel ve büyüleyiciydi.


Gitarist arkadaşım Burak Özcü'den de iki satır bir şeyler rica ettim;

Ruhunun ve duygularının tercümanı gitarı olmuştur. Gitar çalma tekniği konusuna giricek olursak, yazımızı bitiremeyebiliriz. Legato tekniğini en üst düzeyde kullanan ve son derece etkileyici tuşe tekniği ile, çağdaşlarını da etkileyen çok önemli bir gitar virtiözüdür. Tekniklerinden rock gitaristleri de çok ilham almıştır. Adına bir çok gitar ve prosessor markası modeller geliştirmiştir.

CENK AKYOL


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...