8 Ocak 2016 Cuma

Hafta Sonu Blues Perişan Kütüphanesi'ne Katkı - 28

 FİKRET OTYAM ve ORHAN KEMAL MEKTUPLARINDAN BİR DÖNEMİN İZLERİ


 Geçen sene yitirdiğimiz ressam, gazeteci, fotograf sanatçısı Fikret Otyam, Türk Edebiyatı’nın toplumcu – gerçekçi yazarı Orhan Kemal’le uzun süren bir dostluğu vardı. Otyam işi gereği Ankara’da bulunduğu için İstanbul’da yaşayan Orhan Kemal’le ölene dek mektuplaşmıştı. Bu mektuplar Orhan Kemal’in ölümünden sonra da Otyam tarafından korunacaktı. Öyle ki, 12 Mart darbesi yıllarında bile ev aramalarından özenle saklanarak, korunacaktı. Fikret Otyam ile Orhan Kemal arasında yazılan bu mektuplar “Arkadaşım Orhan Kemal ve Mektuplar” adıyla kitaplaştırılmıştı.



“Arkadaşım Orhan Kemal ve Mektuplar”
FİKRET OTYAM


Bir kitap biter ve kapağı kapandığında bir yakınımı hem de çok yakınımı kaybetmişim gibi ağlanır mı? Utanırım ama kendimi tutamam, engel olamam. Biraz kızgınımdır hatta dışa dökülmese de küfürler sallarım, değer bilmezliğe, vurdum duymazlığa. Haykırırım içimdeki dilsiz çığlıklarla:
-       Daha ne kadar sürecek bu kıymet bilmezliğimiz?
Korkarım cevabını biliyorum. İçim söylemeye elvermiyor, hatta kendimden bile gizliyorum ama çok iyi biliyorum ki ben doğmadan önce de bu böyleymiş, ben kendimi bildiğim bileli de böyleymiş. “Miş”li geçmiş zaman kullandım, zira çok önceleri umutluymuşum, bir şeyler anlaşılıyor sanıyordum. Yani ben bilmezden önce de değer bilmezmiş bu topraklar. Ben bildiğimde de, şimdi de böyle.  Böyle gelmiş böyle gidecek. “Gitmesin” diyorum ama kendime  daha nereye kadar yalan söyleyebilirim, galiba hep böyle gidecek.
Mahzuni Şerif”in dediği gibi “Gönül arzetmiyor böyle düzeni/Ezilir mi memleketin ozanı / Kolum nerden aldın sen bu zinciri”.  Biz o zinciri artık gönüllü de takıyoruz sanki bir bilezik gibi.

Fikret Otyam’ın bu yıl çıkan “Arkadaşım Orhan Kemal ve mektupları kitabını geçen hafta alıp, bu pazartesi bitirdiğimde yukardaki satırlarda belirtilen ruh halindeydim. 483 sayfalık tuğla gibi bir kitap ve bir solukta okudum. Hala açıp açıp tekrar bakıyorum. Kitabın üzerindeki Orhan Kemal resmini elinle okşuyorum.
Hayatta beni en sıkan kitap türü mektuplardan oluşanlardır. Hep yorulurum, yarım bırakırım, sıkılırım. Bu sefer durum değişikti. Öyle bir tutkuyla gitti ki, anlatamam.
Dedem’in evi Vefa’daydı. Mektuplardan öğrendiğime göre Orhan Kemal de oralara yakın bir yerde oturuyormuş. Birden heyecanlandım ve sanki dedemlere gittiğimde onu yolda falan görebildiğimi, tanıdığımı sanacaktım. Oysa bu büyük yazar öldüğünde ben 7 yaşındaydım ve o zamanları hatırlamama imkan yoktu. Aslına bakılırsa bu kitabı okumazdan önce de Orhan Kemal ile karşılaşmış olduğumu her daim sanmışımdır. Ama çocukluk yıllarından kalan bir tanışmadır bu ve daha sonrasında kaybettiğimiz güzellikler gibi o da yitip gitmişti sanki.
Fikret Otyam ile Orhan Kemal arasındaki 1955 yılından 1970’e kadar olan mektuplaşmalarından oluşan “Arkadaşım Orhan Kemal” kitabı ülkemizin yetiştirdiği en önemli edebiyat insanını bizlere sunarken yanısıra hem o dönemi hem de günümüze dek süren olguları algılamamazı sağlıyor. 

Geçen sene yitirdiğimiz ressam, gazeteci, fotograf sanatçısı Fikret Otyam, Türk Edebiyatı’nın toplumcu – gerçekçi yazarı Orhan Kemal’le uzun süren bir dostluğu vardı. Otyam işi gereği Ankara’da bulunduğu için İstanbul’da yaşayan Orhan Kemal’le ölene dek mektuplaşmıştı. Bu mektuplar Orhan Kemal’in ölümünden sonra da Otyam tarafından korunacaktı. Öyle ki, 12 Mart darbesi yıllarında bile ev aramalarından özenle saklanarak, korunacaktı. Fikret Otyam ile Orhan Kemal arasında yazılan bu mektuplar “Arkadaşım Orhan Kemal ve Mektuplar” adıyla kitaplaştırılmıştı.
Aslında mektuplaşmaların kitap haline geldiği çalışmalar bana hep sıkıcı gelmiştir. Ancak bu çalışmadakiler oldukça zihin açıcı ve merak uyandırıcı geldi. Sanki bir mektuplaşma değilde Orhan Kemal’in yazarlık serüvenini o dönemin siyasi ve sanatsal çevresiyle bir roman tadında izleyebiliyorsunuz.

APTULİKA



Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...