16 Haziran 2015 Salı

Ronnie Gilbert'in ardından


En güzel işçi şarkılarının en güzel sesi

Folk müziğin en önemli gruplarından biri olan Weavers’ın vokalisti
Ronnie Gilbert’i geçtiğimiz cumartesi günü, 88 yaşındayken yitirdik. Joan Baez başta olmak üzere bir çok protest müzisyene ilham kaynağı olan Gilbert, 50’lerin ABD’sinde kara listeye alınıp, yıllarca sahnelerden uzak bırakılmıştı.

İkinci Dünya Savaşı’nın bitişinden on yıl sonra ABD’de çıkan bir folk grubu, hem plak satışı hem de verdikleri konserlerin tıklım tıklım dolmasıyla dikkat çekecekti. Folk müziği geniş bir kesime taşıyan bu grubun vokalistinin farklılık yaratan kontralto sesi bu tarzı müzikalitesi yüksek bir yere taşıyordu. Adı Ronnie Gilbert  olan bu kadın vokalist, 1953 yılından 60’ların sonuna kadar müzikten uzak bırakılarak, başka işler yapmak zorunda kalacaktı. Bununla da kalmayarak ülkesinden uzak yaşamakla bile yüzyüze gelecekti.
Ronnie Gilbert adındaki bu kadın vokalistin başına gelenler grubu Weavers’ın elemanları gibi sol fikirlerle dünyaya bakıyor olmasından kaynaklanıyordu. Bu yüzden 50’lerin ABD’sinde senotonun sanat dünyasında başlattığı “Komünist Avı”ndan o da payını alacak ve “kara liste”ye adı yazılacaktı.

İşçi sınıfının yanında
Folk müziğin en önemli gruplarından biri olan Weavers’ın vokalisti
Ronnie Gilbert’i geçtiğimiz cumartesi günü, 88 yaşındayken yitirdik.
Polonya ve Rus göçmeni bir anne babanın kızı olarak 1926’da Brooklyn’de doğan   Ronnie Gilbert, kontralto denilen değişik bir ses rengine sahipti. Böylesi bir ses yeteneğine sahip olan sanatçı, popüler bir çıkışı rahatlıkla sağlayabilecekken ailesinin işçi sınıfı kökenine  sırt çevirmeden halk müziğine yönelecekti. Gilbert, 1948 yılında kendisi gibi üç “sakıncalı” müzisyenle birlikte Weavers isimli folk grubunu kuracaktı. “Almanac Singers” denilen gezgin sendika müzisyeni Peter Seeger bu gruptaydı ve ismi o dönemin ABD’sinde “komünist”e çıkmıştı. Seeger da bunu pek reddetmiyordu ve bu yüzden konserleri de gerici, faşişt çevrelerce yapılan saldırılarla bezeniyordu. İşte Weavers bu aşamada kuruluyordu.
Bu grubun “Almanac Singers” diye isimlendirilen folk müzisyenlerinden farkı daha profesyonel ve müzikalite çıtasının yüksek olmasıydı. Ancak onları bekleyen tehlike 1949 yılında ABD’nin soğuk savaş siyasetine girmesiydi ve “ o güne kadarki en güzel işçi şarkıları”nı yapan Weavers, hedef tahtasında bulacaktı kendisini. Sendika yöneticileri artık eskisi gibi onlara çaldırmıyorlardı. İş bulmaları zorlaşan grup, az bir para ve istedikleri kadar hamburger yiyebilmeleri karşılığında New York’taki Greenwich Village Vanguard’da sahneye çıkma imkanı bulacaklardı. Burada çaldıkları 6 ay içinde folk ezgilerinin yanına siyahların blues müziğini de katacaklardı. Vanguard’daki çalışmaları sırasında ünlenmeye de başladılar. “If I Had A Hammer” isimli bir de plak yapan grup ardından büyük bir plak şirketiyle anlaşarak “Tzena Tzena” isimli 45’lik plağı da çıkartacaktı. Bu plağın arka yüzünde ise siyahi bluescu Leadbelly’nin “Good Night Ireene” isimli parçası yer alacaktı. Dört beyaz müzisyenin Leadbelly gibi “sakıncalı” bir siyah bluescunun şarkısını okumaları gerici çevrelerin tepkisine neden olacaktı.
Tepkilere rağmen “Good Night Ireene” popüler bir şarkı haline gelecek ve Weavers’ı ünlendirecekti. Ardında gelen “Kisses Sweeter Than Wine”, “So Long It’s Been Good Know Than Wine”  parçaları 1951’de yüksek bir satış yapacaktı. Artık sistem onları sendika konserlerinde işçilere değil, Vegas’ın parıltı salonlarına taşımaya hazırlanıyordu. Weavers elemanları bu tehlikenin farkına varıp, popülerliği ellerinin tersiyle itecekti.

Yasaklı yıllar
Weavers, bu tavrında durup, kendisini korumaya çalışırken bir başka tehlike kapıdaydı. Soğuk Savaş aşamasında ABD, Kore Savaşı’nda büyük bir yenilgi almıştı. Bu da ülkede anti – komünist bir rüzgarın esmesi demekti. Kurulan bir komite Hollywood başta olmak üzere sanatçılar arasındaki komünistleri bulmaya çalışıyordu. O sıra çıkan “Kızıl Kanallar’ın Sanattaki Komünist Etkisi” isimli bir yayın “Komünist” sanatçıların isimleri yayınlayacaktı ve Weavers grubunun elemanları da bu listedeydi. Böylece grubun elemanları ABD senotosu tarafından sorgulanacaktı. Weavers elemanlarını bundan sonra bekleyen de müzik yapamamaktı.
Weavers’ın başarılı vokalisti Ronnie Gilbert bu suçlamaları reddetmek yerine 1961 yılında Küba’ya giderek sosyalist bir ülkede kalacaktı. Ardından 1968 yılının Paris’inde başkaldıran gençler ve işçilerle birlikte olacaktı. Ülkesinde müzik hayatı noktalanan Gilbert hayat gailesini de uzunca bir dönem terapistlik yaparak sürdürecekti.  
Weaver grubuyla ünlendiği 1950’li yıllarda bir folk şarkıcısından çok şehirli bir kadın görüntüsüyle popüler bir cazcıyı andıran Ronnie Gilbert, yasaklı dönemlerini 1981’de sonlandıracaktı. Madison Squire Garden’da yapılan Weavers’ın dönüş konserinde sahneye çıktıklarında ise Ronnie Gilbert  üniversitede derse çıkan bir hoca görüntüsünde olacaktı.
Yasaklı olduğu dönemlerde de tavrından vazgeçmeyen Ronnie Gilbert,  1973 yılında Şili’de seçimle gelen ilk sosyalist hükümet olan Allende’ye karşı ABD desteğiyle yapılan Pinochet darbesine direnerek, İspanyolca olarak  “Hay Una Mujer Desaparecida” şarkısını seslendirecekti.

Ronnie Gilbert, müziğe başladığı yıllarda önüne serilen şöhreti elinin tersiyle iterek işçi sınıfını tercih etti. Bu tercih onu yasaklı kıldı ama yılmadı ve ölümüne dek  insanlık adına direnişinden vazgeçmedi.  

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...