17 Ocak 2014 Cuma

Geronimo Yalnızkartal yazısı

ESKİ BİR DOSTLA GECİKMİŞ BULUŞMA

 "Çok uzun süredir görüşmediğim bir arkadaşımla ya da bir sevgiliyle buluşmanın gecikmiş ama o tarifsiz heyecan veren hisler kapladı içimi . Plak dönmeye başladı ve beni alıp götürdü çok uzaklara ..."
  
Geçenlerde uğradığımda Haluk' la konuşuyoduk (Kadıköy'de harika bir dükkanı var.) " Yahu Haluk, bu aralar benim eski , ya da antika eşyalar ilgimi çekiyor , hediyeliklerde bile eskitilmiş şeylere kayıyor ilgim , eski radyo arıyorum, plaklara bakıyorum , eski kartpostal kolleksiyonu yapıyorum..." diye konuşurken " Abi galiba yaşlanma moduna geçmişsin sen " deyiverince son derece masumane bir şekilde , hakikatten öyle mi ya diye bir dakika düşündükten sonra , hakikatten öyle olduğuna karar verdim . (Burada içkiden bir yudum alınır ve bir sigara sarılır, derin bir nefes çekilir ve ince bir duman odaya salınır)

Son zamanlarda en ilgimi çeken şeyler ve yerler , eski pazarlar , eskiciler , antikacılar (onlara param yok ben daha çok eskicileri dolaşıyorum) , sahaflar , eski kitaplar ve kartpostallar oldu gerçekten de ...

Üsküdar'ın küçük bir kaç sokağı da halen o eski çarşıları , eski dükkanları ve eski esnaf kalıntılarını barındırıyor , Tarık ve Gürhan'ı da yakın zamanda götürmüştüm hatta ..

Bu gezilerimde tabi ki en çok gözümü alan şeyler , en büyük tutkum müzik üzerine ve de yıllardır gecikmiş , bir türlü buluşamadığımız LP'ler yani plaklar, 45'liler ve tabi bunlar için çalar olarak pikaplardı . Her defasında baktım durdum , sordum, alamadım , döndüm dolaştım yine baktım , yine alamadım , ama bakmaya da doyamadım ... Hatta geçenlede konuşurken farkettim ki Byfuss ve Sedat' da aynı durumdalarmış , hatta Haydar bile ...


Taki geçen pazar gününe kadar sürdü durdu bu haller . Çarşıdaki Bayram Abi ve oğlu Yunus'a daha önce de birkaç kez uğramıştım , içeride antikalar eşyalar ağırlıklı olsa da Bayram Abi’ nin dükkan tabelasında hala ESKİCİ (1) yazıyor , bu da onun mütevazılığı olsa gerek ; ayrıca benim içinde antikacılara biraz iticiler nedense ... Dükkana uğramıştım , laf olsun diye " Pikap var mı ? " diye sordum yine, masa üzerinde ki birkaç eski plak ve kırkbeşliklere bakarken . Önce " Yok " dedi , sonra " Basit birşey var ama kolonu yok " dedi , " İyi, bir bakayım " dedim . "Dur dur şu arkada da eski bir radyo var, eğer istersen bir bak, onu da kolon yaparsın" dedi . Aslında en çok aradığım şey ( çok var da ortalıkta , çalışanı ve bütçeme göre olanı pek yoktu ) eski tipte , hiç çalışmasa , bir aksesuar olsa bile bir radyoydu ki bunu görünce bir anda , yoksa bu mu aradığım dedim (ya da demişim) . " Gel hele , birde burada dolaplı bir pikap var , istersen dolabı da al radyoyla beraber " demez mi " Sana makul de bir şey yaparız " - fiyat belirtmeden - diye de ekledi Bayram Abi . Her neyse derken sistemi bir deneyelim dedik , kablolarda bir sorun çıktı ve o malum sesi duyamadık ! Ufak bir burukluk kalarak içimde ayrıldım dükkandan , ama aldım telefonunu oğlu Yunus’un . Dün aradım , aklım kalmıştı , gecikmiş bir çağrının dayanılmaz çığlıklarını duyar gibiydim " Usta gelmedi bugün abi " dedi Yunus , yine hüsrana uğramıştım ... Yunus 'u bugün yine aradım " Tamam abi gel al bu akşam "dedi. Akşam büyük bir heyecanla koştum bizim ESKİCİ'ye . Bayram abiye paranın tamamını denkleştiremediğimi söyledim, bir miktarı masaya bıraktım , saymadan aldı ve cebine koydu " Bereket versin " dedi . Kalanını bir daha ki uğradığımda bırakacaktım , sanki kırk yıllık müşterisiymişiz gibi , yalnızca bu durum bile bu alışverişte başka şeyler kazandığımıda göstermişti bana ... Bir de yetmedi sağolsun , arabasıyla bıraktı mazlemelerimi kapıya kadar , yakındı da evim dükkana .

 Sonra işin en heyecanlı kısımına gelmişti sıra ... Özenle yerleştirdim odamın en güzel yerine dolabımı , kolon görevi için dikkatlice açtım radyomu . Sonra neredeyse 20 yıl önce Ogün , Tarık ve Fahri ile Beyazıt’da kaset ve plak tezgahlarının başında geçirdiğimiz günlerden özenle seçtiğim ve yıllardır kütüphanemin en gizli yerinde bugünü bekleyen benim için çok seçkin çok değerli plaklarımı çıkardım , tek tek sevgiyle dokundum hepsine , hepsi birbirinden harika görünüyorlardı . Heyecanla titrediklerini hissediyordum benim gibi . Elime EASY RIDER'ın soundtrack 'i geldi , iğneyi usulca bıraktım dönen plağın üzerine , çıtırtılar odayı kapladı ve ardından Steppenwolf'un PUSHER'ı başladı ...

 Çok eski bir dostla ve çok uzun süredir görüşmediğim bir arkadaşımla ya da bir sevgiliyle buluşmanın gecikmiş ama o tarifsiz heyecan veren hisler kapladı içimi . Plak dönmeye başladı ve beni alıp götürdü çok uzaklara ...

 Bir süre sonra karşısına oturduk eşim ve kızımla , odanın tüm aydınlatmalarını kapadık ve eve yeni gelmiş bu parçamızı soluk ışıklarıyla izleyerek doyasıya , çalan müziği ta içimize çekerek , doldurarak dinledik ... (Bu yazı yazılırken de hala Janis'in büyülü sesi dolduruken odayı ...)

 Şimdi yeni bir serüven başlıyordu ...



Geronimo Yalnızkartal

Ocak 2014



Bu yazı   bir zamanlar bizim için “ Dünyanın göbek deliği (2) “ Beyazıt' tan dostlarım Ogün , Tarık ve Fahri ' ye ve ESKİCİ Bayram Abi ve oğlu Yunus’a ithaf olunur ...


(1) ESKİCİ : Mimar Sinan Mah. Bulgurlu Mescit Sokak . No: 11/A Üsküdar / İst 0216 553 10 70

(2) Bir şakı vardı İtalyanca bu anlama gelen, oradan arakladım . Loranzo Jovonotti'nin “ l'ombelico del mondo “  su .

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...